31 Aralık 2011 Cumartesi

best of 485

Cok güzel bir son haftaydı finalden once. Review güzel oldu hem eğlendik hem de yeni seyler öğrendik yine İnanç Hocadan. Benim favorim her zamanki gibi yine dörtlü dönme. Bir önceki kişi, farklı konu farklı mekan cok farklı gülüşmeler sınıfta :) haftaya final performansları var bakalım İnanç Hoca nasıl bir konsept sunacak bize sınavda.
Emeginize sağlık Hocam güzel bir donem geçirdik. Hem tahta performansını öğrendik (tahta= öğretmenin sahnesi..) hem de cok eğlendik.

17 Aralık 2011 Cumartesi

dokuzuncu hafta

Sınıfa geç gelmiştim biraz. Arkadaşlar “biz de tam çıkıyorduk zaten dediler”. Meğer bugünkü aktivite 10 adet fotoğrafla 1 hikaye anlatmakmış.  Grupları İnanç Hoca belirledi.  Uzun düşüncelerden sonra bir hikaye kurguladık ve hemen işe koyulduk. Hikayeyi anlatmayayım. İnanç Hoca metinsiz bir hikaye dediği için belki çok erken olur anlatmak. Hoca’nın tatlı suprizleri olabilir yine :)
Biz sadece kurguladığımız hikayeyi fotoğrafladık.  Güzel de olduğunu düşünüyorum. Beyin fırtınası güzel birşey. Hele bir de 8 tane fırtına “constructive interference”  yapıyorsa daha dehşet oluyor :)

3 Aralık 2011 Cumartesi

midterm part-2

Performansların ikinci haftası olduğu için galiba, bu hafta hem izleyenler hem de sahneye çıkanlar biraz daha rahattı bence.
Sonunda performansları bitirdik.
Başka insanlar başka dünyalar.. Dunyanın ve zamanın bir yerinde dogup, buluşup, yaşanmış hayatlardan hem renk almak hem de, akranlarımız da olsa, onlardan ders almak bence güzel bir şey.
Ben de yaptım sunumumu sonunda. Arkadaşlara anlatmak, hatırlatmak istediğim daha cok sey vardi ama 3 dakika az zamanmış meğer.
Bu derste en güzel olan sey, oturumun ders olduğunu unutup, sanki grup terapisi yapar gibi, sohbet havasında haftalık stresimizi atmak. Gerçekten rahatlıyorum. Okul ve okul harici hayatin stresine iyi geliyor İnanç Hoca’nın dersi.
Performanslar bitti. Bakalım bu hafta hangi tecrübeler var bize İnanç Hoca’dan.

26 Kasım 2011 Cumartesi

midterm part-1

Performanslara başladık..  Ders süresi yettiği sürece arkadaşlar sunumlarını yaptı. 33 numarayım sıramı bekliyorumben de. 3 dakika bize hala kısa gibi görünüyor olsa da, sahneye çıkan arkadaşların 3 dakikayı 33 dakika gibi yaşamaları söz konusu sanki. Evet, galiba uzun bir süre olacak benim için de. İnanç Hoca sahneye çıkanı konuşarak rahatlatmaya çalıştığı için, sanırım ilk 15 saniyeden sonra pek bir heyecan belirtisi kalmıyor.
Çıkan arkadaşların her biri, bir sohbet havasında bizlere hayatlarından, düşüncelerinden bahsettiler. Her birini keyifle dinledim. Doğup, büyüdüğü, içinde bulunduğu çevre insanı nasıl farkı farklı hayat renklerinden geçiriyormuş şahit oldum. Hele arkadaşım, hemşerim Mücahit’in ailecek Boğaziçili olduğu gerçeği bizi hem güldürdü hem de bize güzel bir “maşallah” dedirtti.
Bakalım bu hafta, ben ve sunum yapacak arkadaşlarım, ne gibi hayat manzaraları getireceğiz sınıfa. .

3 Kasım 2011 Perşembe

pred 485 besinci hafta

Beşinci hafta. Yine 10 dakika içerisinde “geçmiş zaman”, “şimdiki zaman” ve” gelecek zaman” olarak üç olay anlattık. İnanç Hocanın tespitleriyle, meğer biz de klasik geçmiş gelecek senaryoları yazmışız. Zaman da kısaydı ama. Arkadaş söylemişti “Fenerbahçe’nin neredeyse 30 yıldır Türkiye Kupasını alamayışını paylaşalım” diye. Grupta Fenerbahçeli arkadaşların ricasıyla yapmamıştık J Ama ne yapalım Hocam insanlık kapsülle beslenmeyi bir bulsa herhâlde daha da fazla bilim üretmeyecek çünkü herkes onu düşünüyor. hem biz de Jetgiller kuşağıyız :)
Sonra dörtlü dönmeyi oynadık. Buna biraz alışmamız gerekecek galiba. İlkti. Sınıfça biraz acemiydik. Haftadan haftaya onu da daha güzel yapacağımızı düşünüyorum.
Herkese iyi bayramlar. .

29 Ekim 2011 Cumartesi

pred 485 dorduncu hafta

Dorduncu  hafta. Her hafta olduğu gibi ısınmak için yine sahnedeyiz. İnanç Hoca memleketlerimize gore bir harita oluşturdu bizden. Sonra doğum tarihimize gore, dogdugumuz mevsime gore, sevdiğimiz mevsime gore de gruplara ayrildik.
Isındıktan sonra biraz daha rahatlıyorsunuz. Zaten kostur kostur bir dersten çıkıp gelmişsiniz. Hemen olaya girince olmuyor.
İnternette tanistigi kızları hep ayni kafeye getiren bir elemanın hikâyesi vardı önce. Ve bunu faka bastıran bir garson çıkıverdi meydana. Madem bir suru kızla internetten tanışıyorsun neden aynı kafeye gelip aynı içecekleri içiyorsun oğlum :) hatta en son internetten tanistigi kişi erkek çıkınca kendine iyice mors oldu, rezil oldu kafedeki garsonlara da hatta :) :)
En son da; ilk fotoğraf karesiyle son karesinin arasını doldurarak küçük bir oyun hazırlamak. Hemen şipşak kısa zamanda kurguluyorsunuz ve oynuyorsunuz. Senaryo yazmaya, kim ne söyleyecek hazirlanmaya gerek yok. Konsepti bil yeter. Sonra çık oyna. O an aklina, yüreğine, gözüne ne gelirse. Cok rahat oluyorum. İnsanı belki kalıplara koymak her zaman kotu yapmıştır.
Sahne özgurlugu cok güzel birsey. Elbette tadını kaçırmadan, seviyeyi koruyarak...
Ve ve ve, yetkililere burdan sesleniyorum..  bu hafta İnanç Hoca da gruplardan birinde rol alsın :)
Arkadaslar duyun bu isteğimi. Bu hafta İnanç Hocayı kaldıralım ! :)

21 Ekim 2011 Cuma

pred 485 ucuncu hafta

3. hafta. Yine ısınma turlarıyla başladık.  1’den 10’a kadar bütün sınıf sayacağız fakat sayıları sadece bir kişi söyleyebilecek. Mesela birden fazla kişi 3 derse tekrar başa dönüyoruz. Rekorumuz galiba 7’di. Anladık ki; grup ya da toplum içinde bir yönetici, kontrol edici bir kişi yoksa hiçbir iş yürümüyor. Süreci sistematik olarak idare edebilecek bir insana her zaman ihtiyaç var.
Isınma oyunlarından sonra yine dörtlü gruplar halinde doğaçlama hikâyeler anlattık. Sonra da, mısır patlakları.. Sonra, altışar kişilik gruplar halinde, 5 dakika içerisinde, 6 cümle ile senaryo yazmak müthişti. Hırsız rolünü tam kapmışım, arkadaşlar öyle dedi.  Yalnız diğer arkadaşların senaryoları da çok güzeldi. Birkaç grubun psikolojik oyunlarıysa bir harikaydı.
Son oyun bir kişinin yeni bir hikâye ile dâhil olup, bir kişinin ayrılmasıyla, sürekli 4 kişilik grubu koruduğumuz oyun. Ben biraz hesap hatası yaptığım için uydurduğum hikaye biraz çarpık oldu :) ben gruba dahil oldugum anda, rol gereği bir tane de erkek olması gerekiomus kafamdaki hikayede, erkek arkadaş ayrıldı. Neyse hemen toparladım ama baya koptuk o an :) Var olan durumun bir anda değişmesiyle bireylerin oyuna, duruma, hayata nasıl adapte olduklarını gördük bu oyunda.